top of page

Hızırlar Yetişir Mi Yine ?

Güncelleme tarihi: 19 Mar 2023

Rivayete göre Hızır, İlyas ve İskender ölümsüzlük suyunu bulmak üzere yola çıkarlar. Belli bir zaman sonra 3 ayrı yola giderek ölümsüzlük suyunu ayrı ayrı aramaya karar verirler. Fakat bir yerden sonra Hızır ve İlyas’ın yolları kesişir. Yolculuklarına birlikte devam ederler. Zulumat (karanlıklar) ülkesine ulaştıklarında bir çeşmenin başında durup yemek yemeye karar verirler. Yanlarında getirdikleri kurutulmuş balığı tam yemek üzere çantalarından çıkaracakken çeşmeden akan su balığa sıçrar. Balık, bir anda canlanıp suyun içine atlar. Böylece Hızır ve İlyas ölümsüzlük suyunu bulduklarını anlarlar. Bu suyu hemen içerler. O sırada bir melek gelir ve kıyamete kadar yaşayacaklarını ancak yaşadıkları sürece insanlara yardım edeceklerini bildirir. Böylece Hızır karadaki, İlyas ise denizdeki insanların yardımcısı olur. Denilir ki kim ne zaman darda kalsa Hızır veya İlyas’ın ruhu bir bedene girip darda kalana yardım eder.


İşte bu anlarda da 'Hızır gibi yetişti.' sözleri duyulur.


O kadar güzeldir ki Hızır olup yetişen bu bedenler. Mesela bu topraklar için Atatürk. Bir Türkan Saylan. Aziz Nesin. Duygu Asena. Gülriz Sururi. Muazzez İlmiye Çığ. Ve nicesi..


Hep haksızlığa ve cehalete karşı, cesaretle baş kaldıran, çalışkan, bir ömrü özveriyle, hırstan, lüksten uzak, sadece kadersiz insanlara, çocuklara, canlılara, doğaya adamış, mesleğine, farkedip farkettirmeye aşkla bağlı olanlar... Zulumata aydınlık getirenler. Yaptıkları, anlattıkları, eserleri, dokunduklarıyla her dar anda yetişmeye sonsuz boşlukta dahi devam edenler... Evet, bu gece buluşma gecesi, denizlerin ermişi İlyas ile karaların ermişi Hızır’ın buluşacağı tek gece.


Her yıl vakti geldiğinde buluşurlar onlar. Şayet buluşmazlarsa deniz denizlikten çıkar,toprak topraklığını yitirir. Tek bir canlı doğmaz, üremez, uçmaz, konmaz. Onların buluştukları yerde ise bahar farklıdır. Çiçekler daha bol,daha büyük olurlar. Gökyüzü daha başka bir mavi olur...Buluştukları gece biri mağripten biri maşrıktan iki yıldız doğar; Hızır’la, İlyas’ın buluştuğu yerin tepesine kayarak gelir, birleşir,Hızır ile İlyas’ın üzerine ışık olup yağarlar. Hızır’la İlyas’ın el ele tutuştuğu,yıldızların gökte birleştiği anda dünyada herşey durur. Akarsular donar,akmazlar. Rüzgar esmez, yapraklar kımıldamaz. Damarlardaki kan bile akmaz. Her şey durur, hiçbir şey kımıldamaz. Sonra herşey yeniden uyanır. Bir yaşam patlar orada.


İşte bu yüzden insanlar bu birleşen yıldızları görmek için yüksek tepelere gider, dam başlarında, akarsu dibinde dururlar o herşeyin donduğu anda dileklerini söyleyebilmek için. Tam o her şeyin durduğu, o suların durduğu zamanda, o yıldızların birleştiği anda kim ne dilekte bulunursa o olur çünkü.


Adını bildiğimiz, bilmediğimiz tüm Hızırlar, ilham veren güç, azim, cesaret, dürüstlük ve çalışanlıklarıyla baharın, yaşamın kendisi olmuşlar ve ihtiyacı olana yetişenler: Yaşamın donduğu, baharın gelmek için çırpındığı bu topraklarda şimdi de dilekleri duyup yetişir misiniz yine ?


Nesi varsa, bölüşecek birileri olsun,

Nesi yoksa, bulup getirecek birileri olsun.

Evimize,mutfağımıza, gelirimize İlyas'ın duası,

Tıkanmış, yavaşlamış, durmuş işlerimize Hızır’ın eli değsin

Bedenimize, sağlığımıza buluşmalarının gücü aksın,

Hayatımıza huzur, neşe, keyif, denge ve bereketin hayırlısı gelsin.


Düşün ve fotoğraf Figen Özal




 
 
 

Yorumlar


bottom of page